Zaman ve Bitişsiz Soru İşaretleri
Zaman , zaman ,zaman! Ne zaman geldi , ne zaman geçti bunca vakit ,onca zaman? Anlayamıyor aklım, belki de gücü mü yetmiyor ne? Sarışın güneşin takvimine bakıyorum da mısırlılar gibi hesap yaparak yirmi artı bir yıl olduğunu görüyor kahverengi ve meraklı gözlerim. Dile kolay, yirmi bir yıl olmuş! Pehh sesi çıkıyor ağzımdan! Hayrete kapılıyorum! Hadi ordan diyeceğim olmayacak! Ben olsam olsam şu bir yanı bayat hayatta bir gün ya da bir günün birazı kalmışımdır diyeceğim. Gene olacak mı? Olmayacak!... Niye mi? Şu zaman denen ucu başı gözükmeyen şey izafiymiş. Yani göreceliymiş. Örneklemek gerekirse sana göreceymiş, bana göreceymiş… Bu m-mışların ve -mişlerin yüzünden aklım dumurda. Anlamıyor bir türlü, sanırım şu uzayan uzayda aklım hala darda…
Ama diğer taraftan kalbim ise huzurun renginde. Adeta bağlamış kendini sonsuz,yüce ve harika bir sevgiliye, bu yüzden rahat mı rahat. Bi bakın şunun keyfine ohh… Cennetle müjdelenenler gibi şen şakrak sanki. Her neyse sonuçta zaman işte geçiyor bana sormadan bir şekilde. O su gibi akıyor akıyor yolunu buluyor. Ve zaman apansız aklımda mantar gibi soru işaretleri bitiriyor. İstemediğim kadar, ve de doğu-batı filozoflarınca bile istenmeyecek kadar. Akıl toprağım sorudan mantarla doldu taştı. İşte buyrun bakın mantarların tadına. Ama önce teker teker , özenle toplayın ezmeden büzmeden. “Buyrun cenaze namazına” dedirtecek sorulara: “Sizce zaman kendinden haberdar mı?” Bence değil , çünki dakikalar birbirine sormadan yoluna devam ediyor. Saniyeler de birbirine tanımayan ayrı devlet.Zamanın başı var mı, varsa nerde? Siz yakalayabilir, bulabilir misiniz? Zamanın ortasında mıyız? Zaman bize göre midir? Yani darvinin dedesi maymunların da zamanı var mı, veyahut bitkilerin zaman endişesi var mı? “ Zamanı geçmiş, şimdiki ve gelecek diye algılayan biz miyiz? Biz algıcı yaratıklar mıyız neyiz?
Sıkıldınız bu sorulardan tahminliyorum ama son birkaç sorucuk daha söz. Gelecek zaman gelecekte bize ne getirecek? Değişmeler iyi yönde mi olacak yoksa kötü mü? Bize mutluluğu mu , hüznü mü getirecek? Bize sonu mu getirecek, sonsuzluğu mu? Son olarak da şunu cevaplayabilir misiniz noksan,mahdut ve mahluk insanlığın insanları : Zaman bizim kalbimize huzurun kod adı Cennet’i mi getirecek yoksa hüznün kod adı Cehennemi mi?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder