İnsan gel-gitlerinde aklını mı dinlemeli kalbini mi?

30 Ekim 2010 Cumartesi

6 Saniyelik Hayal


-a sweet kind of narrative poem-
Bir leyl vakti bir yıldız yürüdü
ve bir anda gözümü mistik bi hayal bürüdü
önümde bana benzer bir çocuk yürüdü
kahve gözlü bir çocuk..

çocuk duyumsamadan dünyaya düştü
sonra hava soğuktu üşüdü
üzerine bi yaprak bürüdü
yemyeşil beş parmaklı bir yaprak..

o yaprak annesi oldu
yalancı annesi ,ve verdiği acı süttü
çocuk yaprak annesine küstü
üzülerek küstü...

ve gökyüzüne baktı
çok dardı sıkıştı kaldı
ve üzerini bi öksüzlük kapladı
koyu bi öksüzlük...

ve dayanamadı öksüzlüğe
belki annesizliğe
ve de en kötüsü cennetsizliğe
aslında ademliğe
Ademliğe...

Çünkü o Adem idi
ilk insan ilk kişi
Hz Adem idi
ve insanlıktı ilk işi..

baktı işi kolay değildi
hiç mi hiç değildi
çünkü o ilkti
Rabbi çamur biriktirdi
ve ruhundan üfürüverdi
ol dedi oluverdi
bir prototipti
esrarengiz bir prototip..


ve gözlerini mai göğe dikti
tiz perdeden seslendi
Rabbimmm! dedi
Rabbi hemen yetişti
gökten şefkatini indirdi
yaratıcılık şefkatini...

ve yaşatıcı uyararak ekledi :
"bu dünya imtihanlı bir mekteptir
hayat ise senin öğretmenindir
derslerine çalış, mektebini bitir
yanıma gel tamam mı" dedi
Adem dinledi dinledi
kısık sesle "başım gözüm üstüne
tamam" dedi

ve giderayak rabbi şunları söyledi:
"Adem kısaca adam ol bana yeter "dedi
Adem hafif bi korkuyla gülümsedi
"tamam efendim inşallah" dedi
inşallah...

ve içi kıpır kıpırdı
karma karışıktı
incir ağacının altına oturdu
öylece düşünedurdu

ve bir anda çocuk ortalıktan kayboldu
gözlerimin önünde yok oldu
şöyle sağa sola baktım
bi türlü bulamadım

apansız bir melek önümde zuhretti
üç tane kanadı var idi, ve gülümsedi
ve bana kocaman bir yardım etti
"O aradığın çocuk sende!" dedi
der dermez birden sarsıldım ve aydım
hepsi incir gibi bir hayalmiş altı saniye sonra anladım...

27 Ekim 2010 Çarşamba

Çocukça

Umarsiz bir cocuk olmak isterdim


Yemyeşil kirlarda kelebekler yakalamak

Ve gökyuzune civil civil nara atmak

Ve korkuya uzak oyuna yakin olmak isterdim

Mesela kor ebe \ kose kapmaca

Oyle b’ tavla m’ktari degil

Sabahtan aksama

Yorgunluktan yere dusene dek…



Sabahtan aksama

Cocuk kalmak isterdim

Buyume fakiri

Ama ozgurluk zengini

Kalmak isterdim

Ozgur kalmak isterdim



Ozgur kalmak isterdim

Ne ders derdinde ne de odev

Saatlerce topun pesinde

Kan ter icinde

Kan ter icinde kalmak isterdim.



Kan ter icinde kalmak isterdim

Ve eyvah annen agzima sicacak demek

Cakallar ulurken bir gece yarisinda

Ve eve donme zorunlulugu geldiginde basa..

30 Eylül 2010 Perşembe

Bir Atık Poşet





bir gece ansızın ittiriyordu
rüzgar
kızmış mı ne ?
ve ben delleniyordum ona
adeta git defol zavallı diyordu bana
içimden bir sürü laf geçiyordu ama
güç farkı vardı aramızda
ve ben ardıma dönüp bi şey dahi diyemiyordum
giderken çıkardığım hışırtı müstesna
ve kanunlara karşı öylece sürünüyordum
sokak aralarında
başıboş sahipsiz
anlayacağın son kullanma tarihimi bekliyordum
iki günlük hayatta
derken   fark ettim bir anda
imtihan ediliyormuşum
dünya denilen büsbüyük bi sokakta!..

29 Eylül 2010 Çarşamba

Enjeksiyon!

yıldızlı bir gece

ve evrenin cakası gözlerimde

ışıl ışıl

ve bir adet göksel selam özlemi var

kıkırdaklı kulaklarımda!..




we hazırkıta cennet bekçileri asırlardır

melek melek

öyle dördüncü değil

beşinci boyutta...










eyvah insanlığa ki küresel şeytanlar

arılaşmış kovan kovan zehir aşılamada

eyvah yetişş !

çiçeklerin en güzeli


gül sevgili

ebedi panzehir olmazsan eğer

çok yazık olacak bana!..



24 Eylül 2010 Cuma

Dear Emily

Dear Emily
My coy baby
please dont stop loving me
or ı be drown in the World-sea...

Dear Emily
always be my baby
we belong together
no to death but to forever

Dear Emily
My crying baby
ı ll go on taking care of you
in  heaven too

21 Eylül 2010 Salı

Bir Elif Lam mim derim...


Elif lam mim,
Ben seninim
Ey rabbim
Eşsiz senin
Eşsiz eserinim.

Ya Rab
Ben senden
Öyle çook değil
Sadece bi dört Elif miktarı
Seni  isterim...
Dört olmazsa üç olur
Üç olmazsa iki olur
Hiç olmazsa bir Elif miktarı olsun derim
Yoksa valla gücenirim
Billa gücenirim...
Hatta  çeker giderim
bülbül gibi uçuşup giderim
Amma gene çark atar Elif lam mim derim
Kapına gelirim öterim
yücelir cikciklerim
Af dilerim
Rabbimmm! derim
özür dilerim
sonra gene  bi Elif lam mim derim
iki öterim
üç olmaz
dört elif miktarı derim 
verirsen sevinirim
vermezsen gene hiç olmazsa eh bi elif miktarı derim
onunla yetinirim ,
ve buz gibi eririm de eririm...
 

Rabbim
ev sahibim
köy sahibim!
son olarak sonsuz seni,
senli beni
benli seni sonsuza isterim
sonsuza...

işte ben günümü böyle böyle gün ederim
Rabbim
budur elimden gelenim
kah pirupak  temizlenirim
kah leş gibi  kirlenirim
şefkatin merhametin olmadan ben neylerim
Benim eşsiz, eşeysiz Vareden'im...

8 Ağustos 2010 Pazar

Adem Baba-ma mektup !



Sevgili ilk babam:

Hangi dili konuştuğunu bilseydim o dille merhaba, selam derdim… ama annemin kocası olan babamın öğrettiği dille merhaba desem olur mu? “ merhaba” . Adem baba dememin mahsuru yoktur inşallah. Adem baba kısaca sana diyeceklerim şunlar: insan olmak çook ama çook zor bir şey, ve hayat sırtıma biniyor zor taşıyorum . var ya bir de şu arada olan gülüşlerim, iyi diye vasıflandırdığım günlerim olmasa naneyi yedim... Ama sabır diyorum baba sabır. Bilmiyorum sence napmalıyım bu hayat yolunda? Hakikat ne , nereye bu gidiş? Nasıl bi insan rolüne bürünmeliyim ?
Bana bi şekilde yaz, tamam mı baba? Öyle kalem yazıyla olması şart değil, rüyamda da olabilir, senin ruhlar aleminde olduğunu söylediler ve ruhlar dünyaya gelebiliyormuş… istersen ruhunla uğra bana ama korkutma baba tamam mı baba. Büyüksün baba! .

Saygı ve sevgilerimle

Mustafa incebacak – bilmem kaçıncı kuşaktan oğlun… 15.07.2010

3 Geniş Zaman’a Sitem-ce



                
İple çekiyorum, çekiyorum gelmiyorsunuz
Ey bol muhabbetli, geyik etli akşamlar
Dostun “do” sundan bile bahsetmiyorsunuz
Ey kaldırım kaldırım bastığım yıldızlı akşamlar!…


Gel ediyorum, ediyorum gelmiyorsunuz
Ey bol aşklı, patlak mısırlı geceler
Sevgilinin “se” sinden bile haber vermiyorsunuz
Yarin yüz ölçümünü dudakladığım şekilli geceler!..

Bekliyorum, bekliyorum yine gelmiyorsunuz
Ey bol dualı, geniş kahvaltılı sabahlar
Ümitlerin “ü” sünden bile sır vermiyorsunuz
Yarasa yarasa algıladığım karanlıklı sabahlar!…

31 Temmuz 2010 Cumartesi

Arkadaşa Hayati Öğreti

Üstad Can Yücel sitili bi şiir ta kaplten ...

Arkadaş!
Arkadaş derken dostum
Canım ciğerim diyorum
Hayat var ya gece ve gündüzden ibarettir!
Gece ve gündüz derken arkadaş
Siyah ve beyazdan ibarettir!
Siyah ve beyaz derken arkadaş
bi iniş bi de çıkıştan ibarettir
bi iniş bi de çıkış derken arkadaş
Bi hüzün bi de neşeden ibarettir kısaca!
Anladın mı şimdi arkadaş?
Arkadaş derken dostum
Canım ciğerim diyorum!
 Şunu da asla unutma
Aklına yaz !
Gece iki gündüzün arasındadır hep!…

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Akıllı Dua







Yok-tan var, var-dan yok et!

Bu nice kudret Allah’ım hayret!



Yarattın âlemi gül gibi demet demet

Allah’ım has kulluğuna kabul et!


Üstümüzde etten ve kemikten kıyafet

Bu nice iş Allah’ım hayret!




Bizde siyah gaflet sende beyaz merhamet

Allah’ım et merhamet!


İki denizi birbirine karışmaz et!

Bu nice iş Allah’ım hayret!



Bizden gani nedamet senden gani rahmet

Allah’ım n’olur affet!



Bir elinde öcü cehennem öbüründe cici cennet

Dünyamızı ahiretimizi cennet et!



Ey sonsuz kudret, ey sonsuz merhamet!

N’olur sonsuz Cennet, kabul et!



18 Temmuz 2010 Pazar

Aşk be brother!



Varsa gönül evreninde
Bir pir aşkın that ölümden de
Aşkın !
Ne güzel be brother !

Ve alamıyorsa kalbin O’ndan
Başkasından
Tat!
Sen bakma ful aşıksın be brother !

Ve bayatsa onsuz
life!
Sen taze bir hayatla
Hayatlanasın be brother !..





16 Temmuz 2010 Cuma

Sen -DÜŞ-sen

Düş'üme:

ne zaman seni düş-lesem
ne zaman seni akletsem ben
göz kırpar yersel ağaçların üstünden göksel bir melek
ve görürüm bulutları pembe pembe gülerken…


ne zaman seni düş-lesem
ne zaman seni kalbetsem ben
nüzul eder her gece aşk
göksel aşk
masmavi
ve ardında aşkın al kanatlı melekleri
cibrilin kusursuz kumandanlığında
ikimizi alır göksel bir serüvene kanatlandırırlar
sonsuzluğun damak tadında,
ve kronolojiyle Burak ve Refref efsaneleşir
bu zamandan limanda…
ne zaman seni düş-lesem
gül dikiyorum aklımın değdiği her ama her yere
güvercinlere yem taşıyorum kot cebimde
ve dahası daha bi kalpli seviyorum tüm kainatı
seni uzun uzun hayalledikçe…

10 Temmuz 2010 Cumartesi

6 Aşk Transatlantiği


Yar!

Bakışında ne var biliyor musun?

Ölgün çiçekleri sevindirmenin sevinci var

Beyaz bulutları eline alıp

Üzerlerine sünger gibi

Sıkıyorsun…



Yar!

Sesinde ne var biliyor musun?

Topraktan bir çocuk yapmanın arzusu var

Yeryüzünü avuçlayıp

Çömlek gibi ıslatıp

Şekillendiriyorsun 



Yar!

Yüzünde ne var biliyor musun?

Güneşte mangal yapmanın huzuru var

İki de bir ellerini kanat yapıp

Sıcakta terleyen aşkını

Havalandırıyorsun



Yar!

Dilinde ne var biliyor musun?

Diyemediğin kelamlar var

Minnacık şeyler belki

Amma zamanın bu diliminde

Baklava gibi olurlar

Dilim dilim…

8 Temmuz 2010 Perşembe

Miracınız Sonsuzluğa Dokunan Merdiveniniz Olsun!..

Düşündüm düşündüm Üstad Nfk'nın bu şiiri üzerine bir şey yayınlamamaya karar kıldım...

MİRAC
isra... «Gece giden»... Kur'ânda ismi;
Bir yolcu... isra...
Zamandan, mekândan azattır cismi;
İlahi ibrâ...

Seven, sevilenle buluşmak diler;
En mahrem meclis...
«Geceleyin beni alıp gittiler...»
Ne güzel hadîs!..

ıktı, çıktı... Ahenk ahenk merdiven...
Her katta bir iş...
Döndürüp yıldızlar üstünde düven, Kat kat yükseliş...

Yanında Cebrail, altında Burak,
O yere vardı.
O yerde, son nokta, son iz, son durak,
Bir ağaç vardı.

Melek dedi: «Burda tamam sınırım;
Ve akıl tamam!
Davranmak istersem yanar kalırım!
Kıpırdayamam!»

Sordu: «Artık nasıl erişmek kabil?
Yok mu bir destek?...»
Kendini aşka sal, dedi Cebrail;
Aşk erdirir tek...

Aşka teslim oldu. Nurdan çağlayan...
Engelsiz geçit...
Her kayıttan uzak, O'nu bağlayan,
Allah'a şahit...

O erişti, nasıl erişsin tabir?..
Had ötesi had...
Bir O, tek kul, bir de sayı üstü BİR
Allah ki, ehad...

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Benim Adım Evren!



Ben uçsuz bucaksız bir evrenim!

Çılgın astronomlar peşimde benim

Nasıl doğduğuma meraklanıyorlar

Yaratıcı'nın kelamı annem benim!



Ben asırlardır büyüyen bir balon gibiyim!

Meraklı kozmozcular içimde benim

Nasıl serpildiğime meraklanıyorlar

Tanrı’nın kelamı nefesim benim!



Ben sıfırdan beri uzayan bir uzayım!

Şaşkın kısa uzmanlar bulundurmaktayım

Nasıl uzadığıma meraklanıyorlar


Allah'ın kelamı besinim benim!






6 Temmuz 2010 Salı

Eşşek-i Mahlukat



Deme ben eşref-i mahlûkatım

Doğruyu da yanlışı da yaparım

Bi elimde kuranım bi elimde rakım

Nasolsa affeder ,benim yüce Çalabım!



Deme ben eşrefi mahlûkatım

Helal de haram da benim hakkım

İster gönül yapar ister Kâbe yıkarım

Nasolsa affeder, benim yüce Allahım!



Bunlara âşık Mustafi şöyle der

Eşrefi mahlûkat ki her naneyi eder

Bence, affola da birader,


Koca bi eşşek -i mahlûkat eder!


5 Temmuz 2010 Pazartesi

3.Dünya Savaşı


Apansız başlıyor beklenen, korkunç, dev savaş
Bakışlarım değer değmez zaman nükleer bir yay oluyor
Ve mai gökten geriliyor ihtişamla
Dakikalar ise üzerime birer bombalı ok gibi fırlıyor
Elimde kuş lastiği bense ortada ürke kalıyorum
Golyat’a taş atan savunmasız bir Filistinli çocuk gibi…

Derken bi yerden biri bağırıyor ve karşı ihtilal başlıyor
Ben de donanıp uğruyorum soru işaretli bir sığınağa
Karar kılmak silahlara karşı çok zor?
Ve ben bilmiyorum ne yapsam kararın dar kıyısında?

İlla el mi uzatsam şeytanla yersel karanlığa?
Huzur bulur mu dışsal Dünya’m?
Ya da çıksam mı Burak’la o göksel aydınlığa?
Huzur bulur mu içsel Dünya’m?
Söyleyin kuşlar  bana!

4 Temmuz 2010 Pazar

Hayat Güvercini


Zamanın Kinder Sürprizli dilimleri arasında
Bir ihtiyar şaşkınlık mevcut genç kapımda
Bu gizemli konuk neşe de olabilir hüsran da
Ah bilemiyorum ki dostum !
Ya  Şans deyip açsam mı kapıyı ama?





Usulca açtım ağır tereddütlü kapıyı bir ümitle
Ama ne göreyim kahve, meraklı gözlerle?
Ümitsizlik Rambo gibi karşımda kastan bir tavır ile
Off be ahbap !
Ya Allah deyip nakavt edebilir miyim iman ile?

İnanarak bir yumruk indirdim yüzüne sert bir üslupla
Ama sarsıntıya uğrayan Ümitsizlik naptı bana?
Belalı, öcü sarsıntıdan öyle eli boş dönmedi ha
Bir aşağılayış, iki kalp kırıklığı ve altılı bir ayrılma
Ah bilebilir misin ulan!
Hayat Güvercini ne taşır  yüce kanatlarında yarına?

2 Temmuz 2010 Cuma

Life like a medallion



Life is like a medallion. It has two sides. One is happiness the other one is sadness. Those who catch one of them should not be pleased with it immediately! They should care , perhaps that guest is at their doors.its name sadness. The same is true for those who see the face of sadness. They should not say “alas,never will the happiness ring my bell immediately!” they should wait, and be hopeful. I believe in this by heart. And have no doubt , believe!..


Gençliğe Yergi




Ey utançsızlaşmış leylek gençlik!


Siz olmayadurun ortamlarda ezik!



Aklınıza bir salise olsun geliyor mu mezar denen eşik ?



Müjdeliyorum: Cehennemdeki ortam tam ,tam sizlik!

1 Temmuz 2010 Perşembe

Yüce Arzuhal

Sana arzuhal etmek
Yatsı sonrası
Leyla gibi kara bir leyl vakti
Dilsiz avuçlarım çanak anteni gibi göğe açık
Yüzsüz parmaklarım yüce kapının demir tokmağında
Ya Evvel ! Ya Ahir!

Uhut dağı  gözyaşlı
Hendek  cefalıdır
Sana giden yollar
Dikenli yollar
Şimdi sıcak bir çöl rüzgarı esiyor yüzüme
Peygamberlerin enfes nefesi
Püfür püfür
Ya hâdi !
Mahrum bırakma hidayet rüzgarlarından bizi
Ayı kendinden geçiren
Gül yüzlü ,bülbül sözlü Sevgili hatırına
Yol yorgunu bulutlardan üstüme
Bardaktan boşanırcasına
Işıl ışıl sabır boşalt !

Bir de unutmadan gidilene boş gidilmez imiş
Bu içten niyazlarımın yanında çuval dolusu
Kara  günah getirdim Tanrım
Şimdi senin kapının önüne bırakıyorum
Senden bir lutuf
Bir  de binbir merhamet diliyorum!
Ya Rahman u ya Rahim!

Allah’ım
Bir filozofun düşünceleriyle
Bir peygamberin hisleriyle evrim
Geçiriyor yüreğim ve aklım
Yağmur var Mekke’de ve pırıl pırıl güneş
Ve gökkuşağı gibi zuhrediyor inananlar
Ve lebbeyklerle gezegenler durmasız tavafta
Ya Zahir! Ya Batın!
Dünyanın kalbi kara kare Kâbe gözümün önünde görüyorum
Tanrım sen de şefkat dolu kalbini dinleyeceksin umuyorum...