İnsan gel-gitlerinde aklını mı dinlemeli kalbini mi?

31 Temmuz 2010 Cumartesi

Arkadaşa Hayati Öğreti

Üstad Can Yücel sitili bi şiir ta kaplten ...

Arkadaş!
Arkadaş derken dostum
Canım ciğerim diyorum
Hayat var ya gece ve gündüzden ibarettir!
Gece ve gündüz derken arkadaş
Siyah ve beyazdan ibarettir!
Siyah ve beyaz derken arkadaş
bi iniş bi de çıkıştan ibarettir
bi iniş bi de çıkış derken arkadaş
Bi hüzün bi de neşeden ibarettir kısaca!
Anladın mı şimdi arkadaş?
Arkadaş derken dostum
Canım ciğerim diyorum!
 Şunu da asla unutma
Aklına yaz !
Gece iki gündüzün arasındadır hep!…

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Akıllı Dua







Yok-tan var, var-dan yok et!

Bu nice kudret Allah’ım hayret!



Yarattın âlemi gül gibi demet demet

Allah’ım has kulluğuna kabul et!


Üstümüzde etten ve kemikten kıyafet

Bu nice iş Allah’ım hayret!




Bizde siyah gaflet sende beyaz merhamet

Allah’ım et merhamet!


İki denizi birbirine karışmaz et!

Bu nice iş Allah’ım hayret!



Bizden gani nedamet senden gani rahmet

Allah’ım n’olur affet!



Bir elinde öcü cehennem öbüründe cici cennet

Dünyamızı ahiretimizi cennet et!



Ey sonsuz kudret, ey sonsuz merhamet!

N’olur sonsuz Cennet, kabul et!



18 Temmuz 2010 Pazar

Aşk be brother!



Varsa gönül evreninde
Bir pir aşkın that ölümden de
Aşkın !
Ne güzel be brother !

Ve alamıyorsa kalbin O’ndan
Başkasından
Tat!
Sen bakma ful aşıksın be brother !

Ve bayatsa onsuz
life!
Sen taze bir hayatla
Hayatlanasın be brother !..





16 Temmuz 2010 Cuma

Sen -DÜŞ-sen

Düş'üme:

ne zaman seni düş-lesem
ne zaman seni akletsem ben
göz kırpar yersel ağaçların üstünden göksel bir melek
ve görürüm bulutları pembe pembe gülerken…


ne zaman seni düş-lesem
ne zaman seni kalbetsem ben
nüzul eder her gece aşk
göksel aşk
masmavi
ve ardında aşkın al kanatlı melekleri
cibrilin kusursuz kumandanlığında
ikimizi alır göksel bir serüvene kanatlandırırlar
sonsuzluğun damak tadında,
ve kronolojiyle Burak ve Refref efsaneleşir
bu zamandan limanda…
ne zaman seni düş-lesem
gül dikiyorum aklımın değdiği her ama her yere
güvercinlere yem taşıyorum kot cebimde
ve dahası daha bi kalpli seviyorum tüm kainatı
seni uzun uzun hayalledikçe…

10 Temmuz 2010 Cumartesi

6 Aşk Transatlantiği


Yar!

Bakışında ne var biliyor musun?

Ölgün çiçekleri sevindirmenin sevinci var

Beyaz bulutları eline alıp

Üzerlerine sünger gibi

Sıkıyorsun…



Yar!

Sesinde ne var biliyor musun?

Topraktan bir çocuk yapmanın arzusu var

Yeryüzünü avuçlayıp

Çömlek gibi ıslatıp

Şekillendiriyorsun 



Yar!

Yüzünde ne var biliyor musun?

Güneşte mangal yapmanın huzuru var

İki de bir ellerini kanat yapıp

Sıcakta terleyen aşkını

Havalandırıyorsun



Yar!

Dilinde ne var biliyor musun?

Diyemediğin kelamlar var

Minnacık şeyler belki

Amma zamanın bu diliminde

Baklava gibi olurlar

Dilim dilim…

8 Temmuz 2010 Perşembe

Miracınız Sonsuzluğa Dokunan Merdiveniniz Olsun!..

Düşündüm düşündüm Üstad Nfk'nın bu şiiri üzerine bir şey yayınlamamaya karar kıldım...

MİRAC
isra... «Gece giden»... Kur'ânda ismi;
Bir yolcu... isra...
Zamandan, mekândan azattır cismi;
İlahi ibrâ...

Seven, sevilenle buluşmak diler;
En mahrem meclis...
«Geceleyin beni alıp gittiler...»
Ne güzel hadîs!..

ıktı, çıktı... Ahenk ahenk merdiven...
Her katta bir iş...
Döndürüp yıldızlar üstünde düven, Kat kat yükseliş...

Yanında Cebrail, altında Burak,
O yere vardı.
O yerde, son nokta, son iz, son durak,
Bir ağaç vardı.

Melek dedi: «Burda tamam sınırım;
Ve akıl tamam!
Davranmak istersem yanar kalırım!
Kıpırdayamam!»

Sordu: «Artık nasıl erişmek kabil?
Yok mu bir destek?...»
Kendini aşka sal, dedi Cebrail;
Aşk erdirir tek...

Aşka teslim oldu. Nurdan çağlayan...
Engelsiz geçit...
Her kayıttan uzak, O'nu bağlayan,
Allah'a şahit...

O erişti, nasıl erişsin tabir?..
Had ötesi had...
Bir O, tek kul, bir de sayı üstü BİR
Allah ki, ehad...

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Benim Adım Evren!



Ben uçsuz bucaksız bir evrenim!

Çılgın astronomlar peşimde benim

Nasıl doğduğuma meraklanıyorlar

Yaratıcı'nın kelamı annem benim!



Ben asırlardır büyüyen bir balon gibiyim!

Meraklı kozmozcular içimde benim

Nasıl serpildiğime meraklanıyorlar

Tanrı’nın kelamı nefesim benim!



Ben sıfırdan beri uzayan bir uzayım!

Şaşkın kısa uzmanlar bulundurmaktayım

Nasıl uzadığıma meraklanıyorlar


Allah'ın kelamı besinim benim!






6 Temmuz 2010 Salı

Eşşek-i Mahlukat



Deme ben eşref-i mahlûkatım

Doğruyu da yanlışı da yaparım

Bi elimde kuranım bi elimde rakım

Nasolsa affeder ,benim yüce Çalabım!



Deme ben eşrefi mahlûkatım

Helal de haram da benim hakkım

İster gönül yapar ister Kâbe yıkarım

Nasolsa affeder, benim yüce Allahım!



Bunlara âşık Mustafi şöyle der

Eşrefi mahlûkat ki her naneyi eder

Bence, affola da birader,


Koca bi eşşek -i mahlûkat eder!


5 Temmuz 2010 Pazartesi

3.Dünya Savaşı


Apansız başlıyor beklenen, korkunç, dev savaş
Bakışlarım değer değmez zaman nükleer bir yay oluyor
Ve mai gökten geriliyor ihtişamla
Dakikalar ise üzerime birer bombalı ok gibi fırlıyor
Elimde kuş lastiği bense ortada ürke kalıyorum
Golyat’a taş atan savunmasız bir Filistinli çocuk gibi…

Derken bi yerden biri bağırıyor ve karşı ihtilal başlıyor
Ben de donanıp uğruyorum soru işaretli bir sığınağa
Karar kılmak silahlara karşı çok zor?
Ve ben bilmiyorum ne yapsam kararın dar kıyısında?

İlla el mi uzatsam şeytanla yersel karanlığa?
Huzur bulur mu dışsal Dünya’m?
Ya da çıksam mı Burak’la o göksel aydınlığa?
Huzur bulur mu içsel Dünya’m?
Söyleyin kuşlar  bana!

4 Temmuz 2010 Pazar

Hayat Güvercini


Zamanın Kinder Sürprizli dilimleri arasında
Bir ihtiyar şaşkınlık mevcut genç kapımda
Bu gizemli konuk neşe de olabilir hüsran da
Ah bilemiyorum ki dostum !
Ya  Şans deyip açsam mı kapıyı ama?





Usulca açtım ağır tereddütlü kapıyı bir ümitle
Ama ne göreyim kahve, meraklı gözlerle?
Ümitsizlik Rambo gibi karşımda kastan bir tavır ile
Off be ahbap !
Ya Allah deyip nakavt edebilir miyim iman ile?

İnanarak bir yumruk indirdim yüzüne sert bir üslupla
Ama sarsıntıya uğrayan Ümitsizlik naptı bana?
Belalı, öcü sarsıntıdan öyle eli boş dönmedi ha
Bir aşağılayış, iki kalp kırıklığı ve altılı bir ayrılma
Ah bilebilir misin ulan!
Hayat Güvercini ne taşır  yüce kanatlarında yarına?

2 Temmuz 2010 Cuma

Life like a medallion



Life is like a medallion. It has two sides. One is happiness the other one is sadness. Those who catch one of them should not be pleased with it immediately! They should care , perhaps that guest is at their doors.its name sadness. The same is true for those who see the face of sadness. They should not say “alas,never will the happiness ring my bell immediately!” they should wait, and be hopeful. I believe in this by heart. And have no doubt , believe!..


Gençliğe Yergi




Ey utançsızlaşmış leylek gençlik!


Siz olmayadurun ortamlarda ezik!



Aklınıza bir salise olsun geliyor mu mezar denen eşik ?



Müjdeliyorum: Cehennemdeki ortam tam ,tam sizlik!

1 Temmuz 2010 Perşembe

Yüce Arzuhal

Sana arzuhal etmek
Yatsı sonrası
Leyla gibi kara bir leyl vakti
Dilsiz avuçlarım çanak anteni gibi göğe açık
Yüzsüz parmaklarım yüce kapının demir tokmağında
Ya Evvel ! Ya Ahir!

Uhut dağı  gözyaşlı
Hendek  cefalıdır
Sana giden yollar
Dikenli yollar
Şimdi sıcak bir çöl rüzgarı esiyor yüzüme
Peygamberlerin enfes nefesi
Püfür püfür
Ya hâdi !
Mahrum bırakma hidayet rüzgarlarından bizi
Ayı kendinden geçiren
Gül yüzlü ,bülbül sözlü Sevgili hatırına
Yol yorgunu bulutlardan üstüme
Bardaktan boşanırcasına
Işıl ışıl sabır boşalt !

Bir de unutmadan gidilene boş gidilmez imiş
Bu içten niyazlarımın yanında çuval dolusu
Kara  günah getirdim Tanrım
Şimdi senin kapının önüne bırakıyorum
Senden bir lutuf
Bir  de binbir merhamet diliyorum!
Ya Rahman u ya Rahim!

Allah’ım
Bir filozofun düşünceleriyle
Bir peygamberin hisleriyle evrim
Geçiriyor yüreğim ve aklım
Yağmur var Mekke’de ve pırıl pırıl güneş
Ve gökkuşağı gibi zuhrediyor inananlar
Ve lebbeyklerle gezegenler durmasız tavafta
Ya Zahir! Ya Batın!
Dünyanın kalbi kara kare Kâbe gözümün önünde görüyorum
Tanrım sen de şefkat dolu kalbini dinleyeceksin umuyorum...