İnsan gel-gitlerinde aklını mı dinlemeli kalbini mi?

12 Ağustos 2009 Çarşamba

3 harf Aşk ve 3 hece Emily!







Kıpkızıl kanatlarında

Bensiz beni

Efsunlayıcı şarkılarıyla

Kâh Everestlere çıkaran

Kâh da bendeki beni

Ölü cenaze marşlarıyla

Marianalara gömen üç harf tek hece

Aşk

Ne diyebilirim ki Ona dilince

Ey Aşk!

Ne?

Söyle onu ona söyleyeyim!

Kalbimden ne fışkırırsa seller gibi

Aklımdan hangi lavlar gelirse

Onun kalbine doğru

Topraktan arklar yarıp

Akıtacağım

Belki

Belki böyle ulaşırım ona

Selleşecek damlalar gibi

O sevdiğim güzelim Emily

İnsanı kâh pembe bulutlara götüren

Kâh da umarsızca kara çukurlara itiveren

Aşk

Ne diyebilirim ki Ona dilince

Ey Aşk!

Ne?

Söyle onu ona söyleyeyim!

Yırtık pırtık kalbimden ne sağılırsa

Onlardan kıpkırmızı ve sökük bir kalp dikip

Ellerimle Ona göndereceğim, olursa Cibril’le

Belki

Belki böyle anlar bensiz beni,

Doğunun mistik kalpçileri gibi

Civelek yârim Emily

Yoksa en iyisi –aşkım Emilime-

Öğrenilmiş kalpsizlik deyip

Sen ne anlarsın yaftasını yapıştırsam

Daha mı akıllıca, daha mı kalplice olur?

Bilmiyorum.

Bilmiyorum.

Bilmiyorum.

Bilmemek Ahhh Emily

Nasıl da acıttı

Nasıl da acıtıyor

Ve nasıl da acıtacak

Yani dağları eriten ben Davud

Ovaları ağuçlayan ben Herkül

Bilmemek karşısında

Bir sineğe yenilecek Nemrut gibi

Öylesine aciz öylesine çaresiz…

Yeniliyorum .

Ve bilmek

Her yöndekileri

Her mekândakileri

Her zamandakileri

Bilmek

Bilmiyorum ama canım Emily

Bilmek

Allahın bize çok gördüğü

Çok bir şey olmalı

Çok bir şey.

Bil-mi-yor-um

Bil-mi-yor-um

Bil-mi-yor-um.

Emilim bak bana

Sade benden içerdeki bana

Ve inan bana

Muhammed gibi Eminim

Neyse Emilim uzatmayacağım

Söylemem lazım

Artık gidiş vakti

Gitmem lazım

Ve ben gidiyorum

Ceketimi, cüppemi, sarığımı, kefenimi

Ve hayalini, bakışlarını, hatıralarını peşin alarak

Esen kal

El-veda Emilim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder