İnsan gel-gitlerinde aklını mı dinlemeli kalbini mi?

8 Ağustos 2010 Pazar

Adem Baba-ma mektup !



Sevgili ilk babam:

Hangi dili konuştuğunu bilseydim o dille merhaba, selam derdim… ama annemin kocası olan babamın öğrettiği dille merhaba desem olur mu? “ merhaba” . Adem baba dememin mahsuru yoktur inşallah. Adem baba kısaca sana diyeceklerim şunlar: insan olmak çook ama çook zor bir şey, ve hayat sırtıma biniyor zor taşıyorum . var ya bir de şu arada olan gülüşlerim, iyi diye vasıflandırdığım günlerim olmasa naneyi yedim... Ama sabır diyorum baba sabır. Bilmiyorum sence napmalıyım bu hayat yolunda? Hakikat ne , nereye bu gidiş? Nasıl bi insan rolüne bürünmeliyim ?
Bana bi şekilde yaz, tamam mı baba? Öyle kalem yazıyla olması şart değil, rüyamda da olabilir, senin ruhlar aleminde olduğunu söylediler ve ruhlar dünyaya gelebiliyormuş… istersen ruhunla uğra bana ama korkutma baba tamam mı baba. Büyüksün baba! .

Saygı ve sevgilerimle

Mustafa incebacak – bilmem kaçıncı kuşaktan oğlun… 15.07.2010

3 Geniş Zaman’a Sitem-ce



                
İple çekiyorum, çekiyorum gelmiyorsunuz
Ey bol muhabbetli, geyik etli akşamlar
Dostun “do” sundan bile bahsetmiyorsunuz
Ey kaldırım kaldırım bastığım yıldızlı akşamlar!…


Gel ediyorum, ediyorum gelmiyorsunuz
Ey bol aşklı, patlak mısırlı geceler
Sevgilinin “se” sinden bile haber vermiyorsunuz
Yarin yüz ölçümünü dudakladığım şekilli geceler!..

Bekliyorum, bekliyorum yine gelmiyorsunuz
Ey bol dualı, geniş kahvaltılı sabahlar
Ümitlerin “ü” sünden bile sır vermiyorsunuz
Yarasa yarasa algıladığım karanlıklı sabahlar!…